DNA Reenkarnasyon İlişkisi Regresyon

DNA reenkarnasyon ilişkisi regresyon konulu makalemizde, çok merak edilen reenkarnasyon ve regresyon konuları hakkında bilgi vereceğiz. Reenkarnasyon hakkında yeni bir bilimsel çalışma, ölümden sonra yaşam olduğunu öne sürüyor, Dna reenkarnasyon ilişkisi, regresyonla geçmiş yaşamlara bakış konulu makalemizi bu yüzden kaleme aldık.

Bir takım araştırmacılar, insanların DNA’sını incelediler ve tüm insanlarda meydana gelen üç ana genetik çeşitlilik çizgisi buldular. DNA kanıtı, bu varyasyonların gelecek nesillere aktarılabileceğini gösteriyor. Bu çalışmanın sonuçları beğenilen bir bilimsel dergide rapor edilmiştir. Dokuz Brezilyalı erkeğin DNA’sını sıralayan çalışma şu sonuca varıyor: Kanıtlar reenkarnasyonun olduğunu gösteriyor, ancak bu yeni bir fenomen değil.

• Gerçek reenkarnasyon testi
• Bilimsel reenkarnasyon testi
• Evde regresyon
• Regresyon terapisi fiyatları 2021
• Regresyon terapisi Zararları
• Psikolojide regresyon nedir

DNA reenkarnasyon ilişkisi regresyon. Reenkarnasyonların var olduğu düşünülür çünkü tüm yaşam, gidiş gelişlerin toplamı olan  tek bir yaşam deneyimidir. İnsan yaşamı zaman içinde evrimleşmiştir ve her yaşamın kendine özgü özellikleri vardır. Gerçek reenkarnasyon testi veya bilimsel reenkarnasyon testi, işinin ehli bir master yapmış psikolog tarafından yapılabilir. Evde regresyon ise yine böyle bir doktor tarafından yapılabilir, işin ehli olmayan biri sizi hipnotize ederek transa sokarsa bilinç altında bazı şeyleri tetikleyebilir. Aslında regresyon da bazı hastalıkları tedavi etmek için, Dr. Michael Newton tarafından hastayı hipnoz ederken tesadüfen hastayı indirdiği bir derinlikten ibarettir. Hasta, geçiş yaşamları patır patır anlatmaya başlayınca,  Dr. Michael Newton da bu hastalıkların daha derin köklerinin olabileceğini anladı ve regresyon araştırmalarını derinleştirdi. Bilim adamları, ölümden sonraki yaşamı yaygın reenkarnasyon kavramıyla karşılaştırırken, soylar arasında önemli bir genetik farklılık gözlemlemediler. Şu sonuca varıyorlar: Kanıtlar, reenkarnasyonun yeni bir fenomen olmadığını, muhtemelen çok eski bir fenomen olduğunu gösteriyor.

Reenkarnasyon Regresyon

DNA reenkarnasyon ilişkisi regresyon nedir? Reenkarnasyon meselesinde, ruhun bir hayvan (Tenasüh) veya insan olarak tekrar yaşamak için dünyaya geri döndüğü inancı Hıristiyan ve Budist inançlarının bazı kollarına dayanır. Ruh, yaşamın sonunda bedeni terk eder, ruhsal aydınlanma arar ve daha sonra yaşam döngüsüne ve yeniden doğuş döngüsüne devam etmek için dünyaya döner. Hıristiyanlar ve Budistler, ruhun astral boyutta yaşamaya devam ettiğine inanırlar, bu da ölüm olan bedensiz kalma ve ardından başka bir hayata yeniden doğuş izni alana kadar sürer.  Bedenden ayrılma, insan formunun geçici olarak ortadan kaybolması olarak görülür. Ancak ölüm, ruhun bedenden ayrılması, ruhun hiçliğe karışması ve fiziksel ölümden kaçış olarak görülür.

Reenkarnasyona inanan ekollere benzeyen diğer iki din Paganizm ve Neopaganizmdir. Her ikisi de reenkarnasyon yoluyla maddi ve astral ve daha yüksek alemler arasındaki ilişkiyi vurgular. Yarı-paganizm, insanlar da dahil olmak üzere tüm canlıların bir sonraki hayata giden ruhlara sahip olduğunu öğretir.

Felsefe şudur: Çeşitli var oluş planları var ve bunlar birbirinden boyut olarak farklıdır. Bu varoluş planlarının tümü, insanlar, hayvanlar, bitkiler ve bazen diğer yaşam formları dahil olmak üzere farklı özellik ve niteliklere sahip varlıklar tarafından doldurulur. Tüm varlıkların tek bir amacı vardır, öze dönebilmek. Bunun için de sayısız yaşam alanlarında sayısız formlar içinde geçe geçe en son insan olurlar. Bu kademeden sonra yükselmeleri gereken ana 7 boyut- aşama vardır. Hepsini geçmeden öze dönüş gerçekleşmez. Hepsini geçebilen bir tek insan bile şu ana kadar olmamıştır. İçinde yaşadığımız zaman ve dünya da bu süreçten geçmektedir ve şu anda 3. Evrededir. En kaba fiziksel alem, birinci boyut ise bunun bir üstünde, daha gerçekçi ve ruhların serbest olduğu ( hastalık ölüm fakirliğin olmadığı) bir astral boyut vardır. Zaten dünya, astralin bir kopyasıdır. İnsanlar rüyalarında zaman zaman o boyuta çıkarlar. Bedeni terk edince de uzun bir misafirlik için yine oraya giderler. Dünyada kendilerinden beklendiği şekilde, sevgi merhamet ve erdemle dolu şerefli bir hayat sürdülerse, görev başarılı olur. Böyle değilse, bu kez başka bir aileye doğmak üzere dünya gezegenine gönderilir. Gönderilirken de görevleri bir bir anlatılır. Fakat o dünyaya geldiğinde, bu görevlerini unutur.

Reenkarnasyon ve Budist Öğretiler

Budist öğretilerine göre, bodhisattvalar farklı zamanlarda bu seviyelerin her ikisinde de bulunur. Bazı bağlamlarda bodhisattvalar, ilahi güçlere sahip aşkın varlıklar olarak kabul edilir. Reenkarnasyondan ilk kez, Hindistan’ın babası olarak kabul edilen Hintli aziz Krishna Shastra bahsetti… Tüm canlı varlıkların “Büyük Nehir” adı verilen kozmik bir yolun veya döngünün parçası olduğunu belirtti. Ona göre her şeyin bir geçmişi ve geleceği vardır. En yaygın kabul gören görüş, Shastra’nın; yaşamı kozmik düzende tek bir kesinti olarak değil, bir süreç olarak gördüğüdür. Onun birçok takipçisi, reenkarnasyon için sabit bir model olmadığına inanıyor. Bunun yerine, ara varlık durumuna ulaşan tüm ruhlar, iki tür sembolik sistemden birine tabidir: iki boyut arasında gidip gelmek onların kaderidir. Ölümden sonra bağımsız bir hayat olmadığı inancına dayanarak, her ruhun diriltilebilmesi için önceki iki dünyadan birine dönmesi gerekir. Hıristiyan geleneğine göre, Mesih ruh dünyasında herkesten önce doğdu. Sonraki tüm doğumlar, o sırada doğan yavruları tarafından bu dünyanın alanına getirildi. Bu gelenek, ölümden sonraki yaşama işaret ettiği gibi, birden çok dünyanın varlığına da işaret eder; maddi dünya ve manevi dünya. Bu fikri destekleyecek kesin bir kanıt olmamasına rağmen, bazı insanlar Mesih’in ruhunun cennete döndüğüne inanmışlardır. Zaten bu tür konularda bilimsel kanıtlar aramak, herkesin kendine özel rüyasını ispatlamaya çalışmasına benzer. Hiç kimse, kendine özel olan rüyasını ispat edemez. Fizik alem ayrı bir boyuttur, rüya alemi başka bir boyuttur. Ortak bir alana getirilemezler ve başkaları tarafından ortak bir şekilde gözlemlenemezler. Bu yüzden yani iki boyutu bir araya getirip mantık süzgecine sokma çabası, boş ve gereksiz bir uğraştır. Yine de bunu ispat etmenin peşine düşen yüzlerce psikolog araştırmacı, meraklı, yazar, parapsikoloji ile ilgilenen insanlar olagelmiştir.

Ruhlarla İletişim

Ruhçu bir sembolik sistemin aşkın parçası olan aşkın hafızanın, kendine ait bir akla sahip olduğuna ve ölmüş insanlarla iletişim kurduğuna inanılır. Ruh bedeni bıraktığında, geride fiziksel olmayan bir beden şeklinde kendisinden bir parça bırakır. Bu tür fenomenleri deneyimleyen insanlar, önceki yaşamlarında karşılaştıklarına inanırlar ve hatta bazıları Tanrı ile veya ölen sevdikleriyle karşılaştıklarını söyler. Fakat ilginç olan, hala günümüzde de Regresyon terapilerine maruz bırakılan gönüllü insanların, geçmiş hayatlarından, net bir şekilde söz etmeleridir. Regresyon terapilerini gerçekten uygulayabilen ve insanları geçmiş yaşamlarına götürebilen az sayıda psikolog var, bunlardan biri Dr. Michael Newton, diğeri Doleres Cannon. Her ikisi de hastalarına uyguladıkları seansları, kitaplaştırdılar ve kitapları dilimize çevrildi. Şu an internet ortamından PDF olarak indirilebilirler. Ruhların Yolculuğu, ruhların kader, geçmiş 5 yaşam gibi kitaplar, bu konuda çok detaylı bilgiler veriyor. Regresyon terapisine giren insanların, hayal güçleri ile konuştukları söylenebilir. Ama hiç İsrail’e gitmemiş bir kadının, tüm hayatını başka bir ülkede geçirmesine rağmen, terapide su gibi İbranice konuşması ve bir önceki yaşamda tam olarak nerede yaşadığını, ne iş yaptığını, kocasını, çocuklarını anlatması bir hayal ürün değil. Çünkü bunlar da soruşturuluyor ve gerçek oldukları ortaya çıkınca da basına kitaplara yansıyorlar.